Tevbe, Allah-u Zülcelal’ in çok büyük bir merhamet kapısıdır. Allah-u Zülcelal kullarına iman nimetinden sonra büyük bir nimet olan tevbe nimetini nasip etmiştir. Tevbe, günahlar ve kötü alışkanlıklar üzerinden ayrılıp pişman olmuş bir kalple bir daha günah işlememeye niyet etmektir.
Çünkü Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Kalpten samimi bir şekilde tevbe ederek Allah’a dönün.” (Tahrim;
İnsan, şeytanın sermayesi olan günahları terkederek Allah-u Zülcelal’ e dönmelidir. Çünkü kurtuluşun bundan başka çaresi yoktur. Niketim Allah-u Zülcelal başka bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: “Ey Mü’minler! Hepiniz Allah’a tevbe ediniz ki, kurtuluşa erebilesiniz.” (Nur; 31)
İnsanın tevbe etmesi, kalbinin manevi olarak uyanmasının alametidir. Manevi olarak uyanmaya başlayan kimse de:
Nefsinin acizliğini hatırlayınca boynunu büker.
Günahlarını hatırlayınca, hemen tevbe eder.
Dünyayı hatırlayınca, düşünüp ibret alır.
Ahireti hatırlayınca sevinir.
Allah-u Zülcelal’ in kudret ve azametini hatırlayınca da ürperir.